Labels

algılama (6) beden (1) bildiri (2) birliktelik (1) duyum (1) final (1) glee (2) hafta 13 (1) hafta01 (9) hafta02 (6) hafta03 (3) hafta05 (2) hafta07 (1) ipek (1) juri (1) kant (1) kitapçık (1) kitle (1) mapping (1) metin (1) metinlerhakkinda (2) müzik (2) nil (1) özet (2) poster (1) tartışma (1) video (2) yönelimler (1)

Friday 19 November 2010

özgürleşen seyirci, ranciere

"işçilerin kolektif sesi olma imkanı o halde bu estetik kopuştan, işçi olma biçimlerinin birbirinde ayrılmasından geçmektedir. zira tahakküme maruz kalanlar için mesele hiçbir zaman tahakküm mekanizmalarının bilincine varmak olmamıştır; mesele tahakkümden başka bir şeye adanacak bir beden edinebilmektedir. söz konusu olan şey, marangozun bize gösterdiği gibi, durumun bilgisine vakıf olmak değil, bu duruma uygun olmayan "tutkuları, heyecanları" edinebilmektir." sf.59

özgürleşen seyirci, ranciere.

Monday 1 November 2010

bir özet daha

Dış – hegemonya

küreselleşme

ekonomi

politika

medya-iletişim araçları

devlet

temas

Konut

İç – beden

ruh

mekan

Proksemi

Ev idealize edilmiş form mu?

Zaman endeksli hareketin esas alınması ile diyagram üretme

Yol ev olsa

İş-ev tüketim

Kent konut mülkiyet-aidiyet

Asansör ev

Gerçek olan durum- ütopik durum

Konutta kişiselleştirmeye izin var

Başka yerler hep başkalarınındır

Evsizler her yere air hissederler

Evsizler-hareket haline-insiyatif

Sabit noktalar-sınırların içinde var olabilmek için

Konut satın alınabilen birşey

Toprağın değil de hayalin değeri

Ev- hayal

Beden- madde- saat

Zaman sınırlamasını kaldırmak

Hegemonyanın yarattığı algıyı değiştirmek için mekanı dağıtmak

Anlık hacim

Ses- temassızlık bizi bakmaya yönlendiriyor

Islak /kuru- temas/bilinç

Aura- kültür endüstrisi

Evsiz- hareketli sınırlar

Tesadüfi- muğlak- bütünlük

Bütünleşik olarak kentsel konut

Yer’in olması/ sınır ihtiyacı

Hareketli sınırların olması

Obje- evi hatırlatan

Hepimiz evsiz miyiz?

Ev sadece araç olabilir mi? – sonuç değil de

Bu kente dair insiyatif almamızı sağlar mı?

İnsiyatif alınca ne oluyor?

Sabit nokta ihtiyacı

Sıvı-katı olma durumu

Yaratıcı eylem / dinamik / durağan olmayan

Zamanı tek gerçeklik olarak kabul etsek ne olur?

İş konut kamusal alanı yapıştırınca yol kayboluyor

Aslında kamusal- özel alan geçirgenliği azalıyor

Daha kocaman sınırların oluyor

Mutualist yaşam

Yumuşak olma/ devingen olma

Çalışma alanı/ ev alanı

Videodaki fişler

Komşu olma durumu yok o yüzden mi evsiziz?

Tasarımcı deformasyonu

Konuta dokunmak/ sürece dokunmak

Heimatlos- evsiz adam

Adres tarifleri

30m küplük hacimler küçülse ve yolda olsa?

Düzenli bir hayat mı gerektirir?

Metroda hiç koltuk yok

Boş alan- sadece kamusal hizmetler doluluk yaratıyor

Durağan olduğun sınırla yolda konutunu oluştursan

Fiş takmak?

Metro-metrobüs-tren

Kişiselleştirme

Bilinçli-bilinçsiz davranışlar

Çocukların kişiselleştirmesi

Mülkiyet algısı yok

Mahalle- konutun enerji alanı

Asansör dikey yolevsiz-tercih-kapalı mekan işlevi

Şehrin altyapısı evsizlere göre şekilleniyor

Evin odalarını dağıtmakevli olmak-kentli olmak’a dönüşüyor

Yoldaki zamanı ve mekanı yok ediyoruz- mülkiyet algısını kırmak

Evsizler evi- 15gün orada kalabiliyorsun

Evsizler dünya kupası

Düğümü çöz ve yeniden at

Kitap biriktirme kutusu

Yola mekansız ve zamansız diyoruz bilgi içeriği 0, olasılığı yüksek

Bilgi içeriğini arttırdıkça zamansallık ve mekansallık katabilir miyiz?

İstemeyerek evsiz kalmak

Biriktirmek-dağıtmak

Otobüste çiçek yetiştirmek

Kentte anonim olmak

Bağımlı-bağımsız olma durumu

Kızıderili çocuk-toplumun bir parçası

İlerlemeci ideoloji- egosantrik

glee

antwerp istasyonunda olanı izlemiştim ilk olarak. çok etkilenmiştim.
bunu da izleyince şöyle düşündüm,
istasyon zaten sürekli olarak akan bir mekan dinamik hareketli o yüzden oradaki anlık mekansal değişim insanların eylemini bozmuyor, tabiki ortadan geçecek adam kenardan geçmek zorunda kalıyor ama ritmi bozulmuyor. hatta dans ediyorlar.
oysa alışveriş merkezindeki eylem, genel olarak kararsız adımlarla yürümek olduğu için-şunu mu alsam buraya mı gitsem-yani içinden gelen bir sıkışmışlık duygusu olduğu için burada bedenin hareketi dansla karşılaşınca ifadesiz kalıyor. dans edemiyorlar, donuk görünüyorlar.